Bu nasıl bir anlayıştır, ve nasıl bir düşünce yapısıdır, nasıl bir yorumudur vahyin, ve nasıl bir ayıklamadır günahları kendi işimize geldiğince, ve nasıl bir kavram kargaşasıdır kimsenin içinden çıkamayacağı? Bunları duydukça kurşunlar değiyor kalbime, yaralarımı kimse sarsın istemiyorum, kimsenin eli değmesin yüreğime, kalbinde vahyin kokusu olmayan, olmayan ayetlerin yaprakları, hüznü ve gurbeti olmayan ve hatırlatmayan Medine devletini, içinde Ömer olmayan, Ali olmayan sözleri duymak, ve dinlemek istemiyorum.
Bize ne oluyor da, böyle aşağı yukarı çekip duruyoruz Allah’ın ayetlerini? Ne oluyor da Allah’ın vahiy taşı ile ördüğü duvarların kendimize göre yerini değiştiriyoruz? Ve bu nasıl bir yüce duygudur, üstümüze bırakılan emanetlerle oynayıp duruyoruz? Ve biz kiminle pazarlık ediyoruz, şu kötülüğü kaldıralım, ya da sonra kaldırırız diye? Vay benim umutlarım vay.
Dağlar üstünüze yıkılıyor ey insanlar, ve haberiniz yok geliveren ateşten. Bakın tuttuğunuz, ve oyun oynadığınız her kar topu aslında bir ateş topu. Ateş topu ile oynuyor insanlık, ve bizde o oyunlara kendimizce yeni elbiseler giydiriyoruz. Kimin haddine düşmüş Allah’ın giydirdiği elbiseyi çıkarıp atmak, ve onun yerine kendi diktiği elbiseleri giydirmek, ve ondan teselli olmak?
Adı kimliği kim olursa olsun, bulunduğu mevki makam hangi güce sahip olursa olsun, ve hangi sözü en güzel söylerse söylesin, kim söyleyebilir şimdi Faizin zinadan daha hafif suç olduğunu?
Var mı böyle bir yiğit Allah’ın ayetlerini yerinden oynatsın, ve yerini değiştirsin, ve diye bilsin faiz zinadan daha az günahtır diye? Dokunma masallarıma ey kendini bir şey biliyor sanan adam,elbette zina çok büyük günah, ve fuhuş çok büyük bir karanlıktır.Ama bu karanlığı hazırlayanlarda en büyük zalimdir,en büyük Ebu leheptir.
Ve kim söyleyebilir bu gün Faizin bir cellat olmadığını ipi elinde dolaştığını sokaklarda, bankaların da bu cellat’ın evi olmadığını, her birinin bir faiz alıp,faiz verme merkezi olmadığını kim söyleyebilir? Ve kim söyleyebilir, bu çarkın zalim işleyişi sonucu bu ülkede her iki aileden birinin yıkama uğramadığını, evlerin yangın yeri olmadığını, yanan ocakların sönmediğini? Ya da kim söyleyebilir, bu zalim çarkın elinin değdiği beş aileden birinin boşanmadığını, çocukların yetim, kadınların yarım kalmadığını,evlerin satılmadığını,dükkanların dağılmadığını, babaların yok olmadığını, hayatlarının dağılmadığını?
Bakın beyler, ateş sağınızda solunuzda, önünüzde ve arkanızda, ve bir göz yaşı seli yaşadığımız şehirler. Şimdi kimse kendini bir zakkum ağacının gölgesine atıp da bu dünyayı uzaktan seyretmesin. Gözünüzün gördüğü her yer manen bir yangın yeri. Bunu görecek gözünü Allah kör etmişse ben ne yapayım?
----ŞU GENELEVLERİ KONUŞUN YAZIYORUM---
Hani yapacağı işe, kendinin bile inanmadığı bir Ak parti millet vekili bir adam(boş ver adını)Türkiye de mevcut genelevlerinin kalkması için kendi partisinin gurup başkanlığına bir önerge vermiş, ve partisinden de “olmaz” yanıtı almış, ve bu yanıtı verenlerde insanlık dışı, İslam dışı sebep ve nedenler ileri sürmüşler, bu çok uzun yazılması gereken bir konu,bir gün yazarız. Ve onların ileri sürdüğü bu nedenler, bizi hiç ilgilendirmiyor. Zira kim bu düzen adına, bu laiklik adına, hatta hiç olmayan bu demokrasi adına konuşuyorsa, bizim için o konuşmuyor, sahibinin sesini dillendiriyordur. Ve bu ülkenin mazlum insanı o sesten çok acı çekti. Kendi adıma ben o sesi dinlemek istemem.
Öncelikle belirtelim ki, sebebi kim olursa olsun, kim bu izzetsiz çarkı kurmuş olursa olsun, ve kim döndürürse döndürsün,kim bu sistemin işleyişine destek vermiş olursa olsun, ve kim kendi karanlık dünyasında, bu işleyişi savunuyorsa savunsun, hepsi zalim, hepsi, izzetsiz, hepsi edep ve terbiye yoksuludur. Onun için sözleri kadar, beyinleri de, yürekleri de karanlıktır.Şimdi başka bir partiden bazı arkadaşlar millet vekilinin bu teklifine destek vereceklerini söyleyerek, ona arka çıkıyorlar. Tamam da, o adam bu teklifi neden meclis başkanlığına değil de, kendi partisinin gurup başkanlığına veriyor ki? Haydi verdi diyelim,hayır yanıtı alınca inandığı değerler doğrultusunda neden hareket etmiyor ki? Siz boş verin bu işleri, bu ülke bu hale, bu fikir yosmaları yüzünden geldi, bunun farkında değimlisiniz hala? Hayatın hangi alanında biz vahyi kendi düşüncelerimize boyamaya çalışmıyoruz söyler misiniz? Buda onlardan bir tanesi işte, sadece esmerleşiyoruz biraz.
Bunları görüp duyunca sokağa çıkıp bağırmak geliyor içimde “ Ey insanlar bizi hep kandırıyorlar” diye, evet bizi kandırmıyorlarsa da, birileri hep kendilerini kandırıyorlar.
Önce şunu belirtelim ki,hangi sebep ve neden olursa olsun, ülkenin bozuk düzeninden, ve ahalinin kardeşliği yanlış anlayışından, ya da hiç anlamayışından, Müslümanlarda İslam olma şuuru olmayışından kaynaklanan, bir çok neden, ve sebepten dolayı, kadınlarımızı fahişe haline sokarak, sonra onları karanlık dehlizlere kapatarak, yaptığı işi de vergilendirerek, ve “vergilendirilmiş kazanç kutsaldır” diyerek vergi toplayarak, ve bu paradan bize namaz kıldıran imamların, ezan okuyan müezzinlerin, vaizlerin, müftülerin, maşını vererek, ve sonra dönüp bize İslam’ı anlatarak,siz bu düzenin sağlam mı kalacağını sanıyorsunuz? Ondan mı bana bunca kızıyor,arkamdan önümden konuşuyorsunuz?
Eskiden buralardan gelen paradan maaş alan adamların arkasında namaz olmaz diye, imamların arkasında namaz kılmayan binlerce insan vardı, ve şimdi onlarda düzen tarafından terbiye edildiği için kimseler kalmadı onlardan da. Yani bu düzenin terbiye etme sistemi çok gelişmiş terbiye ediyor salıyor sokağa. Mesela eskiden “benim başörtüm her şeyim” diyen kadınlarımız,kızlarımız bile düzen tarafından terbiye edilince nasılda uslu çocuklar oldular?
Yani demek istiyorum ki, neden bir toplumu, bir ülkeyi bir inancı, baştan sona yok etmeye çalışan, faiz sistemini, ve bu sistemin kaynağı olan bankaları, onların işleyiş, ve insanlığı yok ediş şekline karşı çıkmıyor, yuvaların yıkılışını, evlerin satılışını, babaların intihar edişini ve işte şimdi söylüyorum,onların zulmü sonucu kadınların fahişeliğe düşüşünü görmüyorsunuz da, ucu fazla size dokunmayan, belki daha çok bireylerin yok olup gittiği eylemlerin peşinde koşuyorsunuz?
Son söz: Rabbimizin yasak kıldığı, ve büyüklerimizin de büyük günahlar diye tarif ettiği, hiçbir günah, bir birinden daha hafif değildir,bazıları daha zehirli daha yıkıcıdır, ve bunların başında faiz ve onu ayakta tutan sistem gelir. Ve ilave edip diyorum ki, benim ülkemin kadınına kim bu muameleyi kim layık görmüşse, ve görüyorsa, ve kim bunda, benim de günahım var demiyorsa cümlesinin canı cehenneme.
KALBİME SAPLANMIŞ KÖR BİR BIÇAK GİBİ HER DERDİM, VE SENİN NE DİYECEĞİN UMURUMDA DEĞİL.