Her yanım savaş, kolum kanadım kopmuş gibi, bütün sözlerim dağınık, kime ne söyleyeceğimi bilmiyorum, içimde büyüyen boşluğu kimse görmüyor, kimse görmüyor gözleri kara çocukları ölmekten utanmıyor orta doğunun, övün çağdaş dünya öğün, karanlığın gözlerini sapladınız kalplerimize, övünün ve sevinin ölümlerimi üstüne kurduğunuz saraylarınızla.
Barınaksız acılar içindeyim, her yanım ölüm, her yanım deccal sürüsü. Her yer Taif, her yer Yüce Nebi’nin ayak sesi, ne duyan var ne duymak isteyen. Merhametten yoksun kalmış kentler, kalbi kemiklerine dayanmış insanlığın. İnsanlık soluk almıyor. İbrahim yüzlü adamlar başını alıp gitmişler, sabahlarımızı yoklayan ezanlar da uyandırmıyor bizi, ölümler uyandırmıyor. Kalbimize saplanan küflü bıçakların acısı uyandırmıyor ve şimdi ütün başkentlerin sabahında bomba sesleri ve artık gözü kara orta doğulu çocuklar ölmekten korkmuyor.
Barınaksız acılar içindeyim “ölüm var diyorum ölüm var” yeni hikayelerle, yazılmamış hikayelerle ölüme gidiyor kızlarımız, kimsesiz ölmekten korkmuyor hiç biri ve şimdi bir yerlere, kimsenin görmediği bilmediği bir yerlerde, kızlarımız, Mısır’ın kızları, Suriye’nin kızları, babası kral Ürdün’ün kızları, Suudun kızları yeni ölmelere, yeni ölümlere hazırlanıyorlar ve korkmuyorlar yolda kirli yağmurlara yakalanmaktan.
Barış mı?
Kimse barış filan istediği yok ve kimsenin sesi çıktığı yok halklar ve Müslümanlar ölürken, şairler çoktan sustu, bir ülkenin şairleri susarsa, susarsa şairler dünya da savaş zamanı, büyük ölümler büyük kıyımlar, büyük katliamlar yakındır işaretidir susmalar. Zira şairlerin susma zamanı insanlığın ölüm zamanıdır ve şimdi en çok şairler susuyor, bilge adamlar susuyor, alimler susuyor, şeyhler susuyor, müritler susuyor, büyük önderler susuyor, insanlığın vicdanı, dünyanın kalbi susuyor ve birileri durmadan ölüm fermanımızı imzalıyorlar bir yerlerde.
Ve kaç gündür barış barış seslerini yükseltenler, savaşa hayır diyenler, insanlık ölürken Suriye de yüz binlerce insan ölürken öldürülürken. Küçücük yavrular acı içinde kıvranırken, Mısır da binler en alçakça katledilirken seslerini çıkarmayan bu uşak ruhlular. Şimdi Esat’ın başına bir şey gelmesinden korkuyorlar ve o incinmesin diye, onun saltanatı yıkılmasın diye, zulmüne devam etsin diye ve çocukları insanları öldürmeye devam etsin diye böyle çırpınıp duruyorlar.
Dün Esat zaliminin sarayında ağırlanan alçakların kim olduğunu biz hiç unutmadık ve bundan sonra unutacak değiliz. Ellerinde İskilipli Atıf hocanın kan kokusu olanlar, şapka devriminde binlerce insanın ipini çekenler ve bundan memnun olanlar. İş Esat zalimine dokununca barış türküleri söylemeyi marifet sayıyorlar. Ama daha onlara inanacak saflar pek kalmadı bu ülkede bu böyle biline.
Daha dün yazdım “suçlu biziz “diye ve şimdi İslam ülkelerinde olup bitenler bu Ülkerlerde yaşayan insanların günahının sonucu. Zira bizler yani bu ülke halkları ümmet, ümmetin alimleri, ümmetin bilginleri, ümmetin şeyh kabul ettiği adamlar, ümmete layık görülen bu zulümler, bu işkenceler, bu ölümler karşısında seslerini çıkarmadılar, ve Mısır da olduğu gibi kimisi sislerin yanında yer aldı, kimisi kralların çanağını yalamaya devam etmeyi bir marifet bildi kendine, kimisi de Suriye de olduğu gibi İmamlık yaptı zalime.
Elbette yeryüzünde savaşlar olmasın ve olmayacak. Zira yeryüzünün en büyük öğretmeni Hazreti Muhammed bu konuda bizim Rehberimiz. Ve hem müminler hem de yeryüzünde yaşayan başka insanlar savaşın ve barışın hukukunu yalnız ondan öğrenecekler, zira daha onun dışında savaş esirlerine insan muamelesi yapan ve savaş esirlerini okuma bilmeyen on kişiye okuma öğretme karşılığı serbest bırakan daha başka bir lider ve önder yok.
Bugün bir zalimler ülkesi olan Amerika da sözde esirlere nasıl muamele yapıldığı herkes tarafından bilinmektedir ve yine aklı başında her bir Müslüman bilmektedir ki Amerika dünyanın hiçbir yerinde barış istemez. Beyinsizler bilsin ki Amerika’nın safında yer alarak ne barış tesis edilir ne sulh ve bunu bilincinde olarak Esat zaliminin barışana kananlardan olmayacak ve sizinle de aynı safta olmayacağız. Zira siz sadece kendi ölülerinize ağlayan başkalarının ölülerine sevinen zavallılarsınız. Ve iki buçuk yıldır Suriye zulmünde ve sonunda Mısır Zulmünde bunu gördük. Siz barışın yanında filan değilsiniz ve bilin ki bugün Suriye de Esat alçağı bir tek kişi kalmayıncaya kadar öldürmeye devam etse siz sadece alkış tutarsınız. Zira siz ölülerden ve ölümlerden medet umacak kadar zavallılarsınız. İşte bütün bu olanlar karşısında, bu gördüklerim ve şahit olduklarım karşısında içimde barınaksız acılar çoğalıyor Aziz insan.
BU KİRLİ ÇAĞIN, BU KİRLİ BATILILARIN, BU ALÇAK BATILILARIN, İÇİMİZDEKİ ZALİMLERİN BİZİ KURBAN SEÇMESİ ZORUMA GİDİYOR AZİZ İNSAN.