Bugün sen bana güzel bir şey söyle aziz İnsan. Haydi, bugün sen konuş, ne söylersen söyle, sedalarından söz et, varsa yazdığın şiirlerden oku, sevdiğin kadını hangi masalı anlattıysan çekinme onu anlat. Yalnızlıklarından söz et, hasretinden söz et, kullandığın kalemin markasını bile söyleyebilirsin. Konuşacak hiçbir şey bulamazsan sükut şiirin oku Sezai Karakoç’un, ama bugün sen güzel bir şeyler söyle bana, hatta varsa beslediğin kuşlarından söz et. Kentin sarhoşlarının halini anlat, bankalara en çok kimlerin müşteri olduğunu da söyleyebilirsin. Dert ediniyorsan kendine tesettürlü bacılarımızın AVM’den çıkmayışının nedenlerini anlatabilirsin, geçen hafta verilen vaazın konusu da söyleyebilirsin nasıl olsa boştur altı üstü.
Haydi bir de sen anlat kadınlarımız neden bu kadar yorgun, neden bu kadar dert yığını anneler ve neden gözleri kırgın bakıyorlar kentin sokaklarına? Dert edinmişsen kendine, bir hicran duyuyorsa yüreğin gidip sorabilirsin şehrin müftüsüne, ya da söz olsun diye, konuşacak bir şeyimiz bulunsun diye, merhametimiz olduğu bilinsin diye. Kayıp cennetler ortaya çıksın diye, kayıp kızlar evine yeniden dönsün diye, gel otur yanıma, ya da sen beni çağır ve sen bana bir şeyler söyle aziz insan.
Beni sevinsin diye bile olsa, gel bugün sen bana bir şeyler söyle, yalandan bile olsa yeryüzünde savaşlar bitti ya da bitecek de, artık hiçbir ülkede çocuklar ölmeyecek de. Hiçbir ülkede anneler ağlamayacak de, müjde et bana “Kan kokmayacak “ dünya de, herkesin yiyecek ekmeği içecek suyu, oturacak evi, okuyacak kitabı, gidecek yeri mutlu olacak bir bahanesi, tutunacak bir sevdası olacak de.
Bugün bana sen güzel bir şeyler söyle aziz insan: Konuş ve umut ver bana, yarınlar güzel olacak de, parklarda çocuklar korkusuz oynayacak de, bir daha kirlenmeyecek bu şehirler de, kimse kimseye yalan söylemeyecek kimse kimseyi kandırmayacak de. Kadınlar daha hiç ağlamayacak pazarlık metaı olmayacak ve gazeteler her gün öldürülen, hayatları yok edilen kadın haberleri vermeyecek de. Yalandan bile olsa bugün bana sen güzel bir şeyler söyle aziz insan.
Ne bileyim bugün sen bir şey söyle,”Amerika battı” de mesela, İsrail yok oldu de, Eset kendini yaktı de. Sisi felç oldu de, Suud kralı bunadı de, ne dersen de, ama bugün bana sen güzel bir şeyler söyle. Kızlarımız melek oldu de, hepsi Zeynep gibi oldu de, Fatma’yı örnek alıyorlar de. Annelerimiz Hatice’nin hayatını yenden okuyorlar de. Evlere haram lokma girmiyor de, kimse faiz yemiyor de de bir şeyler bugün seni dinlemek, bugün yeni şeyler duymak, bugün insan olduğumun şahitliğini yapmak istiyorum. Kendi kendime, bugün bu dünyada bu ülkede iyi insanlar olduğunu senden duymak istiyorum.
Bugün ben seni dinlemek, bugün ben senden bir şeyler duymak istiyorum. Senin gözlerinin parladığını, yüreğinin aydınlık olduğunu, bu ülkede mutlu olduğunu görmek ve bunu senden duymak istiyorum. Paylaşmak istiyorum yüreğimde ne varsa seninle, bir şairden yeni yazılmış bir şiir dinler gibi seni dinlemek istiyorum, haydi bir şeyler söyle, içinde kekik kokusu olsun.
Boş ver aldırma sen benim her gün yazılar yazıp ukalalık yaptığıma, hepimiz bu rezil sistemin böğründen bıçaklanmış insanlarıyız, hepimiz yara bere içindeyiz. Ve darılma bana böyle söyledim diye,” şimdi hepimiz birinin kuluyuz”. Kuluyuz beyaz adamların, Amerika’nın kuluyuz, batının kuluyuz ve yüzümüz Mekke’den çok batılıların bakın dediği yere bakıyor ve unutmuşuz Allah’a kul olmanın asıl amacını. Ve ezandan ezana, ya da boş vakitlerimiz de namaz kılmayı, camiye uğramayı kulluk sanıyoruz.
Oysa kul olmak bedel ister, şahitlik ister dünya da, ülkede olup bitenlere ve duyarlılık ister, kitaba sarılmak kitabı yaşamak, zalimlere karşı durmak ve yeniden düzenlemek ister hayatı, alt üst etmek ister bütün küfür sistemlerini, gerekirse şehitlik ister pazarlıksız.
Daha açık yazayım Müslüman olmak yiğitlik ve gerçekten Müslüman gibi yaşamak ve baş kaldırmak ister Allah’tan başka her şeye, bütün firavunlara, bütün nemrutlara, bütün deccallara.
İlave edelim: Baş kaldırmak ve hayır demek ister beşeri sistemlerin bütün kirli tezgâhlarına.
NE SÖYLEMİŞSE AZİZ PEYGAMBER, KİTABINDA NEYİ ANLATMIŞSA RABBİMİZ GELİN YENİDEN ONLARI KALBİMİZE YÜKLEYELİM VE YENİ BİR DÜNYA İÇİN ÇALIŞALIM.